Hanefi, Şafii, Maliki ve Hanbeli mezheblerinin meşhur olan görüşlerine göre, ud, tambur, saz, davul, zuma, rebab (bir tür telli çalgı), kemençe vb. telli çalgılarla ney ve bütün üflemeli çalgıları kullanmak haramdır. Bunları dinlemeye veya çalmaya devam eden kimselerin şahidlikleri kabul edilmez. Çünkü Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir hadis-i ...
Eylül, 2015
-
25 Eylül
Şiir söylemenin hükmü nedir?
Ashab-ı Kiram ve büyük İslam alimlerinden şiir ve kaside yazmamış olanı hemen hemen yok gibidir. Hatta Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in Hassan, Abdullah bin Revaha ve Ka’b bin Malik gibi şairleri vardı. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: “Şiir bir sözdür. Güzeli güzel, çirkini ...
-
25 Eylül
Şarkı söylemek caiz midir?
Şarkı; eğer şehveti tahrik eder ve belirli bir kadını överse haramdır. Hanefî ve Hanbeli alimlerine göre, çalgı aleti bulunmasa bile neşe veren şarkıları dinlemek ve söylemek haramdır. (el-Mühezzeb-, 2/328) Hatta Ömer İbn-i Abdulaziz: “Bana güvenilir kaynaklardan ulaştığına göre, şarkıların dinlenmesi kalpte nifakı yeşertir, tıpkı suyun bitkileriyeşertmesi gibi.” demiştir. Hanefi ve ...
-
21 Eylül
Kadınlardan bey’at alma, erkeklerde olduğu gibi musafaha ile mi, yoksa sadece karşılıklı sözleşme ile mi yapılır?
Kadınlarla bey’at sadece sözleşme ile icra edilir. Hz. Peygam¬ber sallallahu aleyhi ve sellem Mekke’nin fethi günü kadınların bey’atını nasıl kabul ettiği konusunda farklı rivayetler bulunmaktadır. Hz. Aişe radıyallahu anha şöyle nakletmiştir: ftResuliillalı sallallahu aleyhi ve sellem kadınlardan, sözlü olarak bey ‘at alıyordu. Helali olan kadınlar hariç; Resulüllah sal¬lallahu aleyhi ve ...
-
21 Eylül
Sülük etmek isteyen kimse, mürşide el verip tevbe etmek suretiyle bey ‘at eder. Bunun dinde yeri var mıdır?
Sülük etmek isteyen kimsenin mürşidine el vermek ve huzurunda tevbe etmek suretiyle kendisiyle bey’at etmenin İslam’da yeri vardır. Nitekim daha önce de beyan ettiğimiz gibi, zira erkekli kadınlı sahabelerde Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e bey’at etmişlerdir. Salikte mürşidinin huzurunda o güne kadar işlemiş olduğu günahlardan tevbe ederek pişmanlık duyduğuna ve ...
-
21 Eylül
Kaç çeşit Bey’at vardır?
Bey’atın birkaç şekli vardır. Bunları kısaca açıklamaya çalışalım. 1. Allah-u Zülcelal’in Kulları île Bey’atı: Allah-u Zülcelal’in kullarından almış olduğu bey’at, ahd-i misakta yapılan bey’attır. Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede bunu beyan ederek şöyle buyurmuştur: “Ve hatırla ki, Rabbin Ademoğullarının bellerinden zürriyetlerini (çıkarıp muhatap) aldı ve onları kendi nefisleri üzerine şahid tuttu! ...
-
21 Eylül
Bey’at ne demektir?
Bey’at, söz vermek, bağlanmak manasına gelir. Tasavvufta bey’at etmek; bir kişinin ilmiyle amel eden bir alime sadık ve bağlı kalacağına, haramlardan kaçıp helal ve hayırlara sarılacağına, günahlardan tevbe edip, bir daha yapmayacağına dair söz vermesi ve buna Allah-u Zülcelal’i, Resulünü ve mürşid-i kamili şahit tutmasıdır. Maalesef günümüzde bazı kesimler, bey’atm ...
-
21 Eylül
Keşif ve keramet nedir?
Keramet, Allah-u Zülcelal’in veli kullarında görülen olağanüstü ilahi bir bağıştır. Yukarda da belirttiğimiz gibi veli; Allah’ı bilen, Allah’ın dostu, sevgili kulu ve yakınıdır. Allah’a itaatta ve muhabbette çok ileri derece de olup Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetini yerine getirme de çok titiz davranan kimsedir. Böyle olan insanlarda Allah-u ...
-
21 Eylül
Mürşid-i kamilin alametleri nelerdir?
İnsanları irşad eden mürşid-i kamillerin bir takım alametleri vardır. Bir mürşid-i kamilde bulunması gereken vasıflar şunlardır: 1 -) Öncelikle ilmiyle amel eden âlim bir zat olmalıdır. 2- ) Allah-u Zülcelal’in emir ve nehiylerinin, tasavvuf ve hakikat ilimlerinde derin bir bilgiye sahip olmalıdır. 3- ) İnsandaki manevi hastalıkların nasıl meydana geldiğini ...
-
21 Eylül
Mürşid-i Kamil kimdir? Mürşid-i Kamil bulmak şart mıdır?
Kur’an-ı Kerim’de irşâd; doğruluk, hayır, fayda ve akıllı manalarında kullanılmıştır. Mürşid de; kendisi doğru, akıllı ve hayırlı olup, insanları doğruya, hayra yönelten kimse olarak belirtilmiştir. Hakikatta insan iki yolun salikinden biridir; birisi Allah-u Zülcelal’in nimetlendirdiklerinin yolu (Fatiha; 7); diğeri, gazaba uğrayıp, dalâlete düşenlerin yoludur. (Fatiha; 7) İlk mürşid Hz. Peygamber sallallahu ...