Bu dünyada ağlamak, kıyamet gününde insana büyük bir şefaatçidir. Çünkü kıyamet gününde şu üç göz hariç, bütün gözler ağlayacaktır. Bunlar;
1- Allah korkusundan, bu dünyada ağlayan göz.
2- Allah’ın haram kıldığı şeylere kapanan göz.
3- Allah rızası için geceleri uykusuz geçiren göz.
Allah-u Zülcelal bu dünyada ağlayan kimseleri methederek, şöyle buyurmuştur: “Ağlayarak, yüzüstü yere kapanırlar. Bu, onların huşuunu (saygısını) arttırır.” (İsra; 109)
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem de bir hadis-i şeriflerinde; “Sağılan süt memeye dönmedikçe, Allah korkusundan ağlayan kişi de cehenneme girmez.” (Tirmizi) buyurmuştur.
Enes radıyallahu anhudan rivayetle, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem, “… Yakıtı insanlar ve taşlar olan …” ayet-i kerimesini okudu, cehennemin yakıtı olan taşları şöyle açıkladı; “O taşlar, bin yıl yakıldı, kıpkırmızı oldu. Bin yıl daha yakıldı, bembeyaz oldu. Bin yıl daha yakılınca da simsiyah oldu. O alevi sönmeyen, etrafını karanlığa döndüren simsiyah taştır.”
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin karşısında oturan siyah bir zenci, bu açıklamayı dinleyince hüngür hüngür ağlamaya başladı. O sırada Cebrail aleyhisselam gelerek; “Bu kimdir?” diye sordu. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem; “Habeşli birisidir” diye cevap verdi. Cebrail aleyhisselam dedi ki; “Allah-u Teala buyurdu ki; ‘Kudret ve azametime, Arş’tan yüce makamıma yemin ederim ki azabımdan korkarak ağlayan kulumu cennette mutlaka çok sevindirip onu mutlu kılacağım.”(Beyhaki)
Ağlamak, insana Allah yolunda takva kazandırır. Onun için Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem; “Ağlayın. Ağlayamıyorsanız, ağlamaklı olun, ağlayanların yanma gidin. Çünkü ağlayanların üzerine Allah’m rahmeti gelir. O zaman sizin üzerinize de gelir.” buyurmuştur. (Hakim)
Ağlamak şu kısımlara ayrılır:
1- Sevinçten dolayı ağlamak,
2- Üzüntüden dolayı ağlamak,
3- Merhametten dolayı ağlamak.
4- Korkudan dolayı ağlamak.
5-Yalandan ağlamak.
6- Ağlayanları görmekten dolayı ağlamak.
7-Sevgi ve özlemden dolayı ağlamak.
8- Katlanamayacağı bir acıdan dolayı ağlamak.
9- Gösteriş için ağlamak.
10- Allah’ın aşkından dolayı ağlamak.
Allah-u Zülcelal’in aşkından dolayı ağlayanlar, hakkıyla ondan korkan ve ona olan aşklarından dolayı ağlayan takva sahipleridir. Zaten takvada, hüzünlü kalplerde bulunur.
Yalnız başına kaldığı zaman, Allah-u Zülcelal’i anarak, gözyaşı akıtan kimseler, Allah-u Zülcelal’in yanında çok sevimlidirler. Bu kişiler, insanın kendi gölgesinden başka gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde, Arş-ı Âlânın gölgesinde gölgelenirler. Bu ağlamaları sebebiyle, cehennemden kendilerini kurtarırlar ve Cennet-i Âlâya kavuşurlar.
Netice olarak, buraya kadar anlattıklarımızdan gözlerin ağlayamamasının ve kahkaha ile gülüp eğlenmenin, cennet yolunun üzerinde bir engel olduğu; ağlamanın ise cennet yolunun üzerinde bir rehber ve Müminlerin bir sıfatı olduğu anlaşılmaktadır. Onun için, cennet yolunun üzerinde mesafe katetmek isteyen ve Allal-u Zülcelal’in rızasına talip olan kimseler az gülüp çok ağlamalıdırlar. Ölümle karşılaşıp hesaba çekileceklerini unutmamalıdırlar Çünkü nice gülüp eğlenen insanlar vardır ki, kefenleri kefencinin yanında hazırdır.
Gözün afetleri ve menfaatleri konusunu tamamlamış olduk. Göz insan için, dediğimiz gibi bir rehberdir. Eğer Allah-u Zülcelal’in emir ve nehiylerinin ışığında, hayırlı olan amellerde kullanılırsa, cennet yolunun üzerinde sahibine bir rehber olur. Ama günahların üzerinde kullanılırsa, cehenneme giden yolda sahibine rehberlik eder.
Şimdi akıllı olan kimseler, bu iki hususu da önlerine koyarak, kendilerine hem bu dünyada hem de kıyamet gününde menfaat verecek olanı tercih etsinler. Unutmamak lazımdır ki, insan neyin peşinde giderse, varacağı yer orasıdır.
KAYNAK: Cennet Yolunun Rehberi /Seyda Muhammed Konyevi