İstihzâ ve alay etmek, gülmek maksadıyla bir kimseyi küçük düşürmek ve onun bir ayıbına dikkat çekmektir. Bu sözle yapılabildiği gibi, fiil, işaret ve taklid etmek şeklinde de yapılabilir. İstihzâ etmekte, buna gülmekte haramdır. Nitekim Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:
Bir kısmınız diğer bir kısmınızla alay etmesin. Olabilir ki, alay ettikleriniz sîzlerden daha hayırlıdır. Bazı kadınlarda bazı kadınlarla alay etmesinler. Olabilir ki, alay ettikleri kendilerinden daha hayırlıdırlar. Birbirinizi ayıplamayın ve birbirinize kötü lakaplar takmayın. Mii’min bir kimseye “fasık” lakabını takmak ne kötü şeydir. Bu şeylerden tevbe etmeyenlerin kendileri/asıktırlar.” (Hucurat; 11)
Abdullah İbn-i Abbas radıyallahu anh, Kur’anı Kerimdeki: “Vay bizim halimize! Bu kitap ne kiiçiik, ne büyük hiçbir günahı bırakmamış, hepsini kaydetmiştir. ” (Kehf; 49) ayetini tefsir ederken şöyle demiştir:
“Burada sözü edilen kiiçük bir günah bir miislümanla alay edilirken tebessüm etmek, büyük günah ise buna gülmektir.”
Anlatıldığına göre, birisi, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında bir başkasının taklidini yaptı. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bundan rahatsız oldu ve: “Allah ‘ayemin ederim, bütün dünya bana verilse, bir kimseyi küçültücü mahiyette taklid etmek istemem. ” buyurdu. (Ebu Davud, Timizi)
Bilindiği gibi, insanların yaratılışıyla alay etmek, aslında Allah-u Zülcelal’in kudret ve hikmetiyle alay etmektir. Çünkü bu şekilde yaratmayı O uygun bulmuş ve insanları bu şekilde kendisi yaratmıştır. Bu sebeble, bir adam, küçültücü ve alaycı bir bakışla bir zencinin yüzüne bakınca, zenci; insanı düşündüren şu cümleleri söylemiştir:
“Ne o, boyayı mı beğenmedin, yoksa boyacıyı mı beğenmedin?”