Ana Sayfa / AZALARIN AFETLERİ / ELİN AFETLERİ

ELİN AFETLERİ

 

el1

Eller haram olan işlerde kullanıldığı müddetçe daima sahibine afet getirir. Onun için Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem bir hadis-i şeriflerinde; “Ellerinizi kötülükten uzak tutun”(Ahmet bin Habel) buyurmuştur.

Hırsızlık

Ellerin bir çok afetleri vardır. Bu afetlerden birisi de: başkalarının mallarını çalmak suretiyle hırsızlık yapmaktır. Hırsızlık hem Allah-u Zülcelal’in yanında hem de insanların yanında çok çirkin bir davranıştır.

Allah-u Zülcelal çalmak suretiyle başkalarının mallarını alanları ikaz ederek şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin” (Nisa; 29) Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem bir hadis-i şeriflerinde; “Allah, o hırsıza lanet etsin!” (Buhari, Müslim) buyurmuştur.

Hasan Nuri isminde bir zat vardı. Bir gün yıkanmak için göle girdi; o sırada bir hırsız gelerek onun elbiselerini çaldı. Oradan ayrılınca hırsızın sağ eli kurudu.

Hasan Nuri gölden çıkınca elbiselerinin çalındığını gördü. Bir müddet sonra hırsız elbiseleri geri getirince, Hasan Nuri şöyle dua etti; “Ya Rabbi! O benim elbiselerimi geri getirdi. Sen de ona elini geri ver.” Hasan-i Nurinin dua etmesi ile hırsızın eli eski haline döndü.

İnsan, bu hırsızlık afetinden kendisini kurtarmak için, çalışıp kendi el emeği ile kazanmalıdır. Nitekim Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem bir başka hadis-i şeriflerinde; “Kişinin yediği en hayırlı şey, elinin emeği karşılığında yediği yemektir. ”(Buhari) buyurmuştur.

Şayet başkalarının malını çalıyorsa, bu halinden hemen tevbe ederek, helal yollardan geçimini sağlamak için gayret etmelidir; Eğer insan helal olan yollardan geçimini sağlamaya çalışırsa, Allah-u Zülcelal kulunun rızkına kefildir, muhakkak helal yollardan o kişiye rızkını nasib edecektir. Yeter ki insan doğru olmak istesin.

Rivayet edilmiştir ki; Fudayl bin İyaz rahmetullahi aleyhinin evine hırsız girmişti. Fakat evde çalacak bir şey bulamadı. Çünkü bir leğen, bir abdest ibriği ve bir yataktan başka bir şey yoktu, 0 sırada Fudayl bin İyaz namaz kılıyordu. Hırsıza dönerek; “Madem çalacak bir şey bulamadın, ibrikteki suyla abdest al, namaz kıl da hiç olmazsa eli boş gitme.” dedi.

Hırsız, abdest aldı, beraber namaz kıldılar. Sabah namazının vakti girince beraberce camiye gittiler.

– Bu kimdir? Diye sordular. Fudayl;

– Bizim eve hırsızlığa girmişti, ama çalacak bir şey bulamadı, ben de namaza getirdim, dedi. O zaman cemaat;

– Adam, Fuayl’ın evine hırsızlığa girmiş ama Fudayl onu çalmış, dediler.

Dokunmak

Elin diğer bir afeti de zinadır. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem bir hadis-i şeriflerinde; (Eller de zina eder. Onların zinası tutmaktır. ” (Müslim) buyurmuştur.

İnsanın, kendisine nikahı helal olmayan kimselere dokunması, tutması iyi değildir. Çünkü bu tutma şehvete sebep olur, o da neuzubillah inaanı zinaya düşürebilir. Onun için bu gibi ortamlardan mümkün mertebe uzak durmak lazımdır.

Rivayet edilmiştir ki; Buhara şehrinde suculuk yapan bir adam vardı. Otuz yıl boyunca bir kuyumcunun evine su taşıdı. Bu kuyumcunun oldukça güzel ve iyi bir hanımı vardı.

Yine bir gün sucu, kuyumcunun evine geldiğinde, şehvetine yenilip o kadının eline dokundu. Akşam kuyumcu eve gelince, Hanımı ona dedi ki;

-Bu gün Allah-u Zülcelal’in hoşuna gitmeyecek bir iş yaptın mı? Adam;

– Hayır, bir şey yapmadım, dedi. Hanımı ısrar edince, şöyle dedi;

-Bugün dükkana bir kadın geldi. Bir bilezik almak istedi. Ben de bileziği kadının koluna taktım. Teninin beyazlığı hoşuma gitti ve kolunu sıktım. O zaman kadın dedi ki;

-Sucunun bu günkü hainliğinin hikmeti işte budur. Kocası dedi ki;

– Ben tevbe ettim. Beni bağışla. Ertesi gün, sucu gelip kadına dedi ki;

– Ne olur beni bağışla. Çünkü şeytan beni yoldan çıkardı. Kadın sucuya dedi ki;

– İşine devam et. Hata sadece dükkandaki kocamdan kaynaklandı. Çünkü o, yabancı kadına dokunmak suretiyle, Allah-u Zülcelal ile arasını bozduğu için, Allah-u Zülcelal de onun hanımına yabancı bir erkeğin dokunmasını nasib ederek, onunla arasını bozmuştur.

Buna bakarak, elimizi yabancı kadınlara dokunmak suretiyle Allah-u Zûlcelal’in hoşuna gitmeyecek işlerden kendimizi muhafaza etmemiz lazımdır. Eğer biz elimizi hatalardan muhafaza ederek Allah-u Zülcelal ile aramızı düzeltmeye gayret edersek, Allah-u Zülcelal’de bizi muhafaza edecek ve daima hayırların üzerinde bulunduracaktır.

El İle Eziyet Etmek

Elin bir afeti de, vurmak suretiyle eziyet etmektir. İnsan, ancak kendisinden daha zayıf birisine eziyet edebilir. Bu da haksız yere olduğu zaman, Allah-u Zülcelal’in gazabına sebep olur. Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerimede;

“Erkek Müminlerle, kadın Müminleri işlemedikleri bir günahtan dolayı incitenler, muhakkak bir yalan ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir. “(Ahzab; 58) buyurmuştur.

Rivayet edilmiştir ki; Bir padişah, oğlunu yetiştirmesi için bir hoca tutmuştu. Bir gün hoca çocuğu sebepsiz yere çok şiddetli bir şekilde dövdü. Çocuk hocasının bu yaptığını hiç unutmadı ve tahta geçtiği zaman hocasını çağırıp;

-Sen beni falan zamanda suçsuz yere niçin dövmüştün? Diye sordu. Hocası dedi ki;

– Padişahım! Babandan sonra tahta geçince sebepsiz yere kimseye eziyet etmemen için yaptım. O zaman Padişah;

– Allah seni hayırla mükâfatlandırsın. Dedi ve ona birçok hediyeler verdi.

İnsan, haksız yere hiç kimseye eliyle eziyet etmemelidir. Nitekim Allah-u Zûlcelal; “Elleriniz altında bulunanlara ve yanınızda bulunan arkadaş (larınız)a iyilik edin” (Nisa; 36) buyurmuştur.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem de şöyle buyurmuştur; “Mümin, elinden müslümanların emin olduğu kimsedir.” (Buhari, Müslim)

Netice olarak, hırsızlık yapmak, yabancı kadınlara dokunmak, başka kimselere vurmak suretiyle eziyet etmek gibi Allah-u Zülcelal’in hoşuna gitmeyen işleri yapmanın cennet yolunun üzerinde bir engel olduğu, sadaka vermek, İslam hizmeti yapmak gibi hayırlı olan amellerde elleri kullanmanın da, cennet yolunun üzerinde bir rehber olduğu anlaşılmaktadır.

Buna bakarak, insanın ellerini Allah-u Zûlcelal’in rızasını kazandıracak olan işlerde kullanması lazımdır. Yoksa kıyamet gününde sahibini ateşe mûstehak edecek ve ateşte yanacak olan elin hiçbir kıymeti yoktur.

Allah-u Zûlcelal bu azaları bize, kendi rızasını kazanabileceğimiz ameller yapalım diye vermiştir. Biz bunun tersine Allah-u Zûlcelal’i gazaplandıracak işler yaparsak, kendimize zulüm ve hakaret etmiş oluruz.

KAYNAK: Cennet Yolunun Rehberi /Seyda Muhammed Konyevi

Bunu biliyor muydunuz?

FERCİN AFETLERİ

  Fercin afeti öyle büyüktür ki, insanı hem dünyada hem de ahirette perişan eder. Fercinin ...

Bir Cevap Yazın

Araç çubuğuna atla