Riya, insanın ahire ti açısından çok tehlikeli bir hastalıktır. Kalbindeki riya hastalığını tedavi etmeyen kimse, kıyamet gününde çok perişan olacaktır. Çünkü onun dünyada yapmış oldukları tamamen boşa gitmiştir. Tabii riya hastalığım tedavi edebilmenin ilk şartı, onu tanımaktır.
Sehl bin Abdullah kuddise sirruhu şöyle demiştir; uİhlas sahibi olandan başkası, riyayı tcmımaz. ” Riya hastalığının tedavi edilmesinde iki yol vardır. Bunlar;
1- Riyanın damarlarını ve köklerini kalpden söküp atmaktır. Riyanın kökü, mevki ve makam sevgisidir.
Riya şu üç sebepten dolayı meydana gelir:
a- Övülmeyi sevmek, b- Yerilmekten korkmak, c- İnsanların ellerinde bulunan menfaatlere göz dikmek.
İşte bu üç sebep, inşam riya yapmaya sevk eder. İnsan bunu, ancak riyanın ne kadar zararlı olduğunu, kalbi fesada uğrattığını, dünyada kendisini Allah-u Zülcelal’in tevfikinden uzaklaştırdığını, ahirette ise Allah-u Ziilcelal’in vereceği makam ve mükafatları yokettiğini ve karşılaşacağı azabı ve perişanlığı bilmekle tedavi edebilir.
Yani, insan biraz derin olarak düşünürse, dünyada riya yapmak suretiyle elde ettiği menfaatler karşılığında ahiretini kaybettiğini meydana çıkarabilir. O zaman elbette riyadan vazgeçer.
İnsanların ellerinde olana tamah ederek riya yapan kimsenin unutmaması lazımdır ki, insanların kalblerine hakim olan Allah-u ZülcelaL’dir. Verdiren de, verdirmeyen de odur.
İnsanların elinde olanlara göz diken, horlanmaktaa ye perişanlıktan kurtulamaz. Arzularına kavuşsa bile daima minnet altında kalır.
İnsanların kınamalarından korkarak riya yapan insan iyi bil* malidir ki, onun bu korkusu Allah-u Zülcelal’in kendisi hakkında ezelde takdir etmiş olduklarım ne eksiltir, nede arttırır.
İşte, insan kalbine bu sebeplerin zararlarım yerleştirdiği zaman, yavaş yavaş riyadan uzaklaşır ve kalbine yönelir. Akıllı kimse, zararı çok olan bir işte ısrar etmez. Buraya kadar söylediklerimiz, riya hastalığının tedavi edilmesindeki ilmi ilaçlardır.
Amel yönünden riyanın tedavi edilmesi ise nasıl Allah-u Zülcelal’in gazablandığı günahları işlerken kimselerin görmemesi için insan kapak kapıların arkasını tercih ediyorsa; aynı şekilde nefsi gizli olarak ibadet yapmaya alıştırmak ve ibadetleri kapalı kapıların arkasında yapmaya gayret göstermek, kalpte bulunan riya hastalığım söküp atmanın en güzel yoludur.
2- Riyayı kalpten söküp atmanın diğer bir yolu da; kalbe gelen hataralan def etmektir. Riyanın kökünü kalbinden söküp atmak, insanların övmesini ve yermesini önemsememe hususunda nefsiyle mücahede eden kimseyi ibadet esnasında şeytan rahat bırakmaz. Çeşitli riya hataları vermek suretiyle onu rahatsız eder.
İnsan, kalbine yaptığı ibadeti diğer insanların duyması gerektiği şeklinde bir vesvese geldiği zaman nefsine hitapta bulunarak; “İnsanların senin ibadetini bilip bilmemesi sana ne kazandırır? Allah-u Zülcelal senin bu halini biliyor ya, daha ne istiyorsun?” diyerek, bu hatarayı (düşünceyi) yok etmelidir.
KAYNAK: Cennet Yolunun Rehberi /Seyda Muhammed Konyevi