Riya, gizli ve açık olmak üzere iki kısımdır. Açık olan riya, baştada belirttiğimiz gibi insanların görmesi ve bilmesi için yapılan her türlü iştir. Bu türlü riya, insanı amele sevk eder.
Gizli olan riya ine birkaç kısımdır:
1- Aınfâlo sevk etmeyen riyadır. Mesela j Allah rızası için herge- ca teheccüd namazına kalkmayı adet edinmiş olan bir kişi, yalnız başına olduğu zaman bu namazı zorla kıldığı halde, yanında birisi bulunduğu zaman hevesli bir şekilde kılar, ki bu riyadır. Çünkü, yanında bir kimso bulunduğu zaman, hevesle gece namazını kılan kimse, demek ki o yanında bulunan kişinin kendisini övmesi ve sevmesi için yapıyor. Yoksa Allah rızası için yaparsa riya olmaz.
2* Başkalarının kendisini görmesinden etkilenmez ama yine de yaptığı amelin bilinmesini ister, thlaslı olarak amel ettiğini iddia edip riyayı reddeden nice insanlar vardır ki, amellerinin duyulmasından dolayı sevinirler ve amele daha fazla sarılırlar. Halbuki kalb, insanlara meyilli olmasaydı, insanların ibadetini duymaları onu sevindirmezdi.
3- Kişi, amelinin duyulmasını istemediği gibi, duyulduğu zaman da sevinmez. Bununla beraber, insanların içine çıktığı zaman, kendisini güleryüz ve saygı ile karşılamalarını, övmelerini, ihtiyaçlarını görmelerini, alış verişte müsamaha göstermelerini, meclislerde kendisine yer vermelerini arzular. Şayet bir kimse kendisine karşı bir kusur yaparsa, bu çok ağırma gider ve ona karşı buğzeder.
İşte, bütün bu söylediğimiz riya şekilleri, ibadetlerin sevaplarını yok ederler. Onun için bunların kökünü kalpden söküp atmanın çarelerini bilmek ve tatbik etmek suretiyle bu riyadan kurtulmak için gayret göstermek lazımdır.
Bazı evliyalar demişlerdir ki; “İbadetlerini görülsün ve duyulsun diye yapan kimsenin hali şuna benzer: ‘“Bir kişi, alış veriş yapmak için pazara çıkarken kesesine çakıl taşlarını doldurur. Tabi insanlar bunu bilmedikleri için birbirlerine; “Şu adama bakm! Kesesini nasılda doldurmuş” derler ama o kişiye insanların sözlerinden başka hiçbir fayda yoktur. İşte, riyakarların hali de aynen böyledir. İnsanların övmelerinden başka bir menfaatleri olmaz.
Onun için AUah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur; “Hor kim dünya hayatını ve debdebesini, ihtişamını ve süsünü isterse ve bu uğurda çaba harcasa, onun karşılığmı burada veririz ve onlar orada hiçbir zarara uğratılmazlar. İşte onlar ahirette kendileri için ateşten başka hiçbir şeyleri olmayan kimselerdir. (Dünyada) yaptıklarıda boşa gitmiştir.
KAYNAK: Cennet Yolunun Rehberi /Seyda Muhammed Konyevi