Zenginlik bir insan için çok büyük bir fırsattır. Onun için, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem bir hadis-i şeriflerinde; “Fakikirlikten önce, zenginliğin kıymetini bilin” (Hakim, Beyhaki) buyurmuştur.
Zengin olan kimse, bu zenginliğinin üzerinde fakirlerin ve muhtaçların hakkı olduğunu bilir ve onlara bu haklarım verirse, malıyla Allah-u ZülcelaTin emrine uyduğu için, Onun rızasını kazanabilir. Çünkü Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerimede; “Mallarında, dilenen ve mahrum (olanların)’ın hakkı vardır.” ‘ (Zariyat; 19) buyurmuştur.
Buna bakarak, zengin olan kimselerin fakirlere yardım etmesi, hem çok güzel bir huy, hem de kıyamet gününde kurtuluştur. İnsanın elindeki mal, Allah’ın bir emanetidir. Nasıl dünyadaki emanetler zamanı geldiğinde sahiplerine veriliyorsa, bu emanet olan malda, insan öldüğü zaman Allah-u Zülcelal’e geri verilecektir.
Zengin olan kimsenin en fazla aldandığı ve fakirlere karşı kibirlendiği ve ihtiyaç sahiplerine karşı cimrileştiğinin sebebi, Allah-u Zülcela’in Hilmi yani cezalandırmakta acele etmemesi ve malının hiç bitmeyeceğini zannetmesidir.
Halbuki nice insanlar vardır ki, önce zenginken bu zenginliklerine aldandıktan için bu gün fakirdirler. Çünkü mal, mülk insanın yanında bir emanettir. Emanet veren zat, bir gün gelir bu emanetini geri alabilir. Onun için Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem bir hadis-i şeriflerinde; “Zenginlik, mal çokluğu değildir. Asıl zenginlik gönül zenginliğidir. ” (Buharı) buyurmuştur.
Gönlü zengin olan kimsenin, eli de zengin olur. Elinde bulunan küçük bir şeyi ihtiyaç sahiplerine verir. Ama cimri olan kimse, bütün dünya kendisinin de olsa, hiç kimseye bir şey vermez ve bu halinin daima böyle devam edeceğini zanneder. Oysa Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerimede; “Ey insan! Çok cömert olan Rabbine karşı, seni aldatan nedir ki? (infitar; 6) buyurmuştur.
Şimdi herkes buraya kadar yazdıklarımıza bakarak, kendi muhasebesini yapsın. Şayet Allah-u ZülcelaTin emirleri doğrultusunda yapıyorsa, halini muhafaza edip, Allah-u Zülcelal’e kendisine böyle bir fırsatı verdiği için hamdü sena etsin. Ama bu doğrultu da yapmıyorsa, hemen tevbe edip halini değiştirsin. Çünkü yukarıda geçtiği üzere, mal dünyanın mahsûlüdür ve bu mahsûl, bir gün bizim elimizden çıkacaktır. Kıyamet gününde eli- mizde kalacak olan salih amellerdir. Malda, salih amel yapmanın bir vasıtasıdır.
O vasıta, elimizden çıkmadan önce, Allah-u ZülcelaPin razı olacağı salih ameller yapmamız lazımdır. Böyle olan kimseler, Allah-u Zülcelal’in şu methine mazhar olurlar;
“Ve onlar, harcadıkları zaman ne israf ederler, ne de cimri davranırlar. İkisinin arasında orta bir yol izlerler.(Furkan; 67)
KAYNAK: Cennet Yolunun Rehberi Seyda Muhammed Konyevi