Ana-baba, müslümanın hürmetle saygıyla, sevgiyle muamele etmekle görevli oldukları varlıklardır. Kur’an bu hususa işaret Hederken onlara “öf’ bile dememeyi ihtar buyurmaktadır. Nitekim Allah-u Zül celal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:
“Rabbin, sadece kendisine ibadet etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Onlardan biri ve her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine ” öf” bile deme; onları azarlama. İkisine de güzel söz söyle. Onları esirgeyerek, alçak gönüllülükle üzerlerine kanat ger ve; “Rabbiml Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi sen de onlara merhamet et.” diye dua et. ” (tsra; 23-24) ,
Allahu Zülcelal, ana-baba dindar olmasalar bile onlarla iyi geçinmeyi emretmektedir. Nitekim diğer bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:
“Bununla beraber eğer her ikisi de bilmediğin bir şeyi, bana ortak koşman hususunda seni zorlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin ve bana yönelenlerin yolunu tut.”
Bu sebeble ana-babaya isyan etme hep büyük günahlar içine
Asrımız Meselelerine Fetvalar dahil edilmiştir. Bazı hadis-i şeriflerde de bu husus açıkça belirtilmiş ve onların hukukuna riayet etmeme büyük günah olarak Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem tarafından beyan buyrulmuştur.
Fakat ana-baba başta Allah-u Zülcelal’e şirk koşma olmak üzere Allah’a isyan ihtiva eden emirlerde, isteklerde bulunursa onlara itaat etmemek vaciptir. Zira Allah’a isyanın bulunduğu yerde mahlukata -kim olursa olsun itaat edilmez.