Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: “Gerçekten Allah, size kitapta indirmiştir ki; Allah’ın ayetlerini inkar edildiğini veya onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman artık onlarla beraber oturmayın. Ta ki başka bir söze dalsınlar. Yoksa sizde onlar gibi olursunuz. Elbette Allah, münafıklarla kafirlerin hepsini cehennemde toparlayıcıdır.” (Nisa; 140)
Bu ayeti kerimede de işaret edildiği gibi, Kur’an-ı Kerim’in bir ayetini bile inkar eden, ayet-i kerimelerde konulan hükümlerle alay eden veya dinimizce mukaddes olan şeylere hakaret eden kimseler ile beraber olmaktan, bir arada oturmaktan sakınmak lazımdır.
Dinimiz, içki içilen ve haram işlenen toplantılarda bulunmayı yasaklamıştır. Nitekim Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir hadis-i şerifle şöyle buyurmuştur:
“…Kim Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsa, üzerinde içki bulunan sunulan sofraya oturmasın.” (Tirmizi)
Ayrıca Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, müslümanın başkalarına uymayacağını, başkalarının ona uyması gerektiği- > ni ve bunun içinde müslümanın her yerde güzel örnekler sergilemesinin dini bir hizmet olduğunu bir çok hadislerde açıklamıştır. Günaha hoş görülü olmakta günahtır.
Dini emirlerin inkar edildiği, alaya alındığı bir mecliste gönül isteğiyle oturmak haramdır. Buna göre, ben müslümanım diyen kimseler böyle yerlere girmemelidir. Bilmeden giderse, orada bulunanlara emri bil maruf ve nehyi anil münker (iyiliği emretmek, kötülükten nehy etmek) vazifesini yapmalı, onları ikaz etmelidir.
Kafirlere, fasıklara, bid’atçılara emri bil maruf ve nehyi anil münker vazifesini yapmak, islamı tebliğ maksadıyla onların yanına varılabilir. Yoksa sükut ederek onlarla bir arada oturmak caiz değildir.