Nefis, düşmanların en tehlikeli ve zararlısı, tedavisi çok zor olan ve inşam Allah-u Zülcelal’in rızasına giden cennet yolundan ayıran bir düşmandır.
Nefis, insanın Allah-u Zülcelal ile arasında karanlık bir perdedir. Bununla beraber nefis, Allah’ın rızasına giden cennet yolunda insanın bineğidir. Eğer insan bu yolda mesafe katetmek istiyorsa, bu bineğe ihtiyacı vardır.
İnsan ancak nefsini bilir, onun hile ve tuzaklarım öğrenirse, Allah-u Zülcelal’in kudret ve azametini idrak edebilir, emir ve nehiylerini yerine getirebilmek için gayret sarf eder.
Nefis daima hata ve günahlara, keyfü sefaya meyillidir. Onun için Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur; “Çünkü nefis, daima kötülüğü emreder.” (Yusuf; 53)
Nefis, süt emen bir çocuğa benzer. Allah-u Zülcelal’in rızasına ulaşıp baki olan ahiret hayatımızda rahat etmek istiyorsak; onu cennetin yoluna çevirerek; “Onu (nefsini) arındıran kurtuluşa ermiştir” (Şems; 9) ayet-i kerimesinin ışığı altında, nefsi; kibir, ucub, riya, cimrilik gibi kötü sıfatlardan temizleyip, Allah-u Zülcelal’in rızasına yönlendirmemiz lazımdır. Ama nefsi şımartırsak, bütün arzu ve isteklerini yerine getirirsek, yani onun hizmetine girersek, kendimizi ateşe atmış oluruz,
Şeytan aleyhillane, insana nefsinin gölgesinden gelip onu günaha sürüklemek için çaba harcar. Onun içinde Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem bir hadis-i şeriflerinde; “Sizin en büyük düşmanınız, koltuğunuzun altında saklamış olduğunuz nefsinizdir. ” (Beyhaki) buyurmuştur.
Nefsin isteklerini ne kadar yerine getirirsek getirelim, daima daha fazlasını ister. Onun istekleri hiç bitmez. Nitekim, Firavun’u peşinden sürüklemiş ve en sonunda; “Ben sizin en yüce Rahhinizimff (Naziat; 24) dedirtmiştir.
Bu yüzden, nefse karşı çok dikkatli olmak ve onun isteklerinin peşinden koşmamak lazımdır. Çünkü nefis, kendi haline bırakılırsa azgınlaşır ve bizi de beraberinde ateşe müstehak eder.
Onun için Lokman-ı Hekim radıyallahu anhu oğluna şöyle nasihatte bulunmuştur; “Ey oğlum! Nefsin arzularına uymaktan salan. Çünkü nefsin doğru olmayan kötü istekleri vardır. Şayet nefsine biraz uydunmu, daha fazlasını ister, daha çok azgınlaşır,
Demek ki insan, nefsinin isteklerinin önünü daima kapatmalıdır. Şayet onun önünü biraz aralarsa, nefis o küçük aralıktan girerek, sonu gelmez isteklerinin peşinden insanı sürüklemek suretiyle perişan eder .
KAYNAK: Cennet Yolunun Rehberi /Seyda Muhammed Konyevi