Bilindiği gibi islamda alım satıma hem cevaz verilmiş, hem de çok geniş bir yer ayrılmıştır. Alış verişin caiz olması için bir takım şartlar vardır. Hatta Hz. Ömer radıyallahu anh İslam ticaret hukukunu bilmeyenlerin ticaretle meşgul olmasına müsaade etmemiştir.
Biz burada müçtehid imamlar tarafından caiz görülen dört türlü alım satımdan bahsedeceğiz:
1- ) Müsaveme: Alıcı ile satıcının pazarlık suretiyle anlaşarak bir malın alım satımını sağlamalarıdır. Müsaveme yoluyla yapılan satışa mal sahibi satacağı malın kendisine kaça mal olduğunu belirt¬mez, ancak karşılıklı pazarlık yapmak suretiyle anlaşırlar ve böylece satış sağlanmış olur. O halde mal sahibi bu durumda malım az veya çok bir değere satma yetkisine sahiptir. Örfü aşmadığı, alıcıyı fahiş bir kar etmek suretiyle aldatmadığı takdirde bunda bir beis yoktur.
2- ) Murabaha: Bir kimsenin almış olduğu bir malı, kendisine kaça mal olduğunu söyleyerek, aldığı fiyattan daha fazla bir fiyatla başkasına satmasıdır. Yalandan kaçmak için murabaha ile satış yapan kimse, doğru söylemelidir. Bu yüzden almış olduğu fiyatı söyle¬memesi, günaha düşmemesi açısından daha güvenlidir.
3- ) Tevliye: Bir kimsenin almış olduğu bir malı, kendisine kaça mal olmuş ise, artırma veya eksiltme yapmadan, tam aldığı miktara satmasıdır.
4- ) Vedia (vezia): Bir kimsenin almış olduğu bir malı, kendi¬sine mal olan fiyattan daha az bir fiyata satmasıdır.
Müçtehid imamların belirttiğine göre, işte bu alışveriş türleri caizdir. Çünkü bu akitler, bey’ akdinin rükün ve şartlarına haizdirler. Bu alışverişlerin sahih olması için malın fiyatının ne kadar olduğu alıcı ve satıcı tarafından bilinmelidir.