Mevlide bazı alimler caiz olmayan bir bid’attir demişler, bazı alimler ise caiz olduğunu söylemişlerdir. Caiz olduğunu söyleyen alimler daha çoktur.
Mevlid bize göre de bid’at-i hasene olup caiz ve meşrudur. Çünkü mevlid hakkında bir çok delil mevcuttur. Müslüman kardeşlerimizi toplayıp mevlid-i şerif okutmak Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in üzerine salavat-ı şerife getirmek O’nun güzel ahlakını anlatmak ve böylelikle ümmet-i Muhammed’in kalb- lerini ferahlandırmak güzel bir şeydir. Çünkü mevlid okunurken dinleyenlere Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’i hatırlatıp ve onun üzerine salavat getirmemize vesile olmaktadır.
Mevlidi filan güne tahsis etme gibi bir şey söylemiyoruz. Ayrıca sünnet olduğunu da iddia etmiyoruz. Her zaman Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in üzerine salavat-ı şerife getirmek, onu medhetmek insanlara nasihat etmek ve onları hayra teşvik etmek çok güzeldir.
Mevlidin delillerine gelince:
1 -) Bilindiği gibi Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem doğum gününü tazim etmiştir. Ve bu büyük ni’meti ona bağışladığı için Allah-u Zülcelal’e hamd ve sena etmiştir. Nitekim Ebu Katade radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e pazartesi gününün orucu sorulduğunda, şöyle buyurmuştur:
“Ben bu günde dünyaya geldim ve bu günde benim üzerime kur’an nazil olmuştur.” (Müslim)
2-) Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile ferahlanmak bizlere Kur’an-ı Kerimde de emredilmiştir. Nitekim Allah-u Zülcelal ayet-i kerime de şöyle buyurmuştur:
“De ki; Allah-u Teala ‘nın fazlı ve rahmeti ile; işte yalnız onunla ferahlansınlar. O onların topladıklarından daha hayırlıdır. ” (Yunus; 58)
Görüldüğü gibi, Allah-u Zülcelal ayet-i kerime de rahmeti ile ferahlanmayı bizlere emretmiştir. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’de rahmetin en büyüğüdür. Çünkü Allah-u Zülcelal başka bir ayet-i kerime de şöyle buyurmuştur:
“Biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik! ” (Enbiya; 107)
3-) Buhari ve müslimde sabit olmuştur ki; Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Medineye geldiğinde yahudilerin aşure gününde oruç tuttuklarını gördü. Onlara orucun sebebini sorunca şöyle dediler: “Bugün Allah’ın, firavunu denizde boğup Musa’yı kurtardığı gündür. Biz Allah ‘a şükrederek onu oruç tutuyoruz.” Bunun üzerine Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: “Biz Musa’ya sizden daha yakınız…**buyurarak kendisi o gün oruç tutmuş ve ashab-ı kirama da bu günde oruç tutmalarını emretmiştir.
4-) Allah-u Zülcelal ayet-i kerime de şöyle buyurmuştur
“Allah ve melekleri Nebi’ye salât ederler. Ey İman edenleri Sizde ona salat-ü selam getiriniz.” (Ahzab; 56)Görüldüğü gibi, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e salavat getirmek meşrudur. Zaten mevlidin içinde Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e salavat getirmek, onun ahlakından bahsetmek ve onun şemailinden bahsetmek gibi hususlar vardır.
5-) Bilindiği gibi, Bazı şairler Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında şiir ve kadise söylüyorlardı. Hatta Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Bânet Suâd diye bilinen kaside-i lamiyesini okuyunca Ka’b bin Zübeyr’e üzerindeki, cübbesini vermişti. (Ahmedbin Hanbel, Ebu Davud)
6-) Taberani, Bezzar, Ebu Ya’la ve Heysemi’nin Şeddad bin Evs’den rivayet ettiklerine göre; Cebrail aleyhisselam, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e, Beytullahım denilen yerde: “Burada iki rekat namaz kıl. ” Ve sonra: “Ey Muhammed! Nerede namaz kıldığını biliyor musun ? ” diye sordu. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: “Hayır! ” deyince, Cebrail aleyhisselam: “Sen Beytullahım da namaz kıldın. İsa aleyhisselam’da burada doğmuştur. ” dedi. (Heysemi, Mecmaü’z-Zevaid; 1/147)
Hafız İbn-i Hacer de Feth kitabında bu rivayete yer vermiştir. (Feth; 7/199)
Bir çok alim mevlidi güzel görmüşler ve onunla amel etmişlerdir. Zaten mü’minlerin güzel gördüğü şey Allah katında da güzeldir. Mü’minlerin kötü gördüğü şey de Allah katında kötüdür. Nitekim İbn-i Mesud radıyallâhu anh’dan rivayet edilen hadis-i şerifte Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Müslümanların iyi gördüğü şey Allah katında da iyidir.Müslümanların kötü gördüğü şey Allah katında da kötüdür.,, (Ahmed bin Hanbel)
7-) Zamanımızdaki düğünlerde caiz olan def ve güfte yerine, caiz olmayan çalgı ve şarkılar kaim olmuştur. Mevlid her ne kadar sünnet değilse de onların yerine mevlidin tercih edilmesinde sakınca olmasa gerek. Böylece çalgı gibi pek çok haram olan şeylerin önüne mevlid ile set çekilmiş olur.
Bütün bunlardan anlaşılacağı gibi, mevlid-i şerif bid’at-ı seyyie değil bid’at-i hasenedir. Yani bütün bid’atler haram değildir.
Nitekim Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Zeyd radıyallahu anhüm Kur’anı cem etmişler ve sahife şeklinde yazmışlardır. Bu da bid’attir. Onun için her bid’at haramdır denilemez.
Mevlid-i şerifi telif eden alimler çoktur. Bunlardan bazıları şunlardır:
-Hafız Muhammed b. Ebu Bekir b. Abdullak Kaysî Dımeşki (d; 777-ö; 842)
-Abdurrahim b. Hüseyin b. Abdurrahman (d; 725-ö; 808)
-Muhammed b. Abdurrahman b. Muhammed el-Kahri el- Ma’rufı bil-Hafizi Sahavi (d; 831- ö; 902)
-Müçtehid imam Aliyyü’l-Kari (ö; 1014)
İmam-ı Suyuti de el-Havifi lilfetava isimli kitabında mevlidin caiz ve meşru olduğunu söylemiştir. (el-Havifi lilfetava; 1/189). v
Bütün bu yazılanlardan anlaşılıyor ki, mevlid okutulmasında bir beis yoktur. Ancak mevlid, erkek ve kadınların bir araya gelmesine vesile olacak veya içki içmek gibi haramlara yol açacak ise, onu tertip eden kimsenin mesul olduğu gibi oraya giden kimselerde mesul olur. Bu gibi durumlara dikkat etmek lazımdır.