Ana Sayfa / Ahâk / KUMAR ve KUMARIN AFETLERİ

KUMAR ve KUMARIN AFETLERİ

128-5kumar-2

Kumar, insanlar arasında oynanan bir oyundur. Bir kişinin, karşısında bulunan kimsenin malını hiçbir çaba göstermeden ve yorulmadan ve bir karşılık vermeden almasıdır. Onun için kumar, Allah-u Zûlcelal’in rızasına giden cennet yolunun üzerinde bir engeldir.

KUMARIN AFETLERİ

Kumar. İnsanların mallarının yok olmasına, evlerinin ve ailelerinin dağılmasına, hatta insanları intihara kadar sürükleyen bir ahlaktır. Onun için Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerimede;

“Ey iman edenler! İçki, kumar, fal okları sadece şeytanm işinden birer pisliktirler. Bu pislikten kaçının ki, kurtuluşa eresiniz. Şüphesi* ki şeytan, kumar ve içki ile aranıza düşmanlık ve kin sokmayı, sizi Allah’ın zikrinden ve namazdan men etmeyi ister. Artık bunlardan vazgeçmeyecek misiniz?” 90- 9i) S

Diğer bir ayet-i kerimede ise; “Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda hırsızlıkla yemeyin” buyurmuştur. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem de bir hadis-i şeriflerinde; “Kim bir kardeşine; ‘ gel (seninle)kumar oynayalım’ derse, bu sözden dolayı sadaka versin. “ (Buttan. Müslim) buyurmuştur.

Kumar, insanların arasına kin ve düşmanlık sokar. Bazı kimseler. mallan hatta eşleri üzerine kumar oynarlar ve bunlan kumarda kaybederler. Kaybettikleri zamanda üzüntülü bir biçimde yaptıklanna pişman olur ve karşısındaki insana kin beslerler, hatta işi birbirlerini öldürmeye kadar götürürler. Ve böylece bir zevk uğruna şeytanın yoluna girerek, hem dünyalarını hem de ahiretle-rini perişan etmiş olurlar.

Netice olarak, kumarın cennet yolunun üzerinde bir engel olduğu; bu kötü alışkanlıktan sakınmanın da cennet yolunun üzerinde bir rehber olduğu anlaşıldı.

Allah-u Zûlcelal’in rızasına giden cennet yolunun üzerindeki bu engeli kaldırmak isteyen kimseler, bu kötü alışkanlığı terketmelidirler. Çünkü kumar, şeytanın tuzaklarından birisidir. İnsan kendisini bu tuzaklardan muhafaza ettiği müddetçe, cennet yolunun üzerinden ayrılmaz.

Son olarak şunu söylemek istiyorum ki, içki, zina ve kumar aynı bir zincirin halkları gibi, şeytanın ve nefsin bizleri aldatmak suretiyle düşürdükleri birbirine bağlı günahlardır. Bu günahlar, sahibini hem dünyada hem de ahirette rezil ve perişan eder.

İnsanın vücudu bir fabrika gibidir. Nasıl ki bir fabrikayı icad eden mühendis, yanmda çalışan işçilere fabrikayı ne şekilde çalıştırmalarım öğrettiği zaman, işçiler fabrikanın düğmelerini doğru olarak açıp kapattıklarında, fabrika uzun süre güzel bir şekilde çalışır; ama düğmeleri yanlış açıp kapattıklarında fabrika kısa bir müddet sonra yanar mahvolursa; insanın vücudu da böyledir.

Allah-u Zülcelal bu fabrika gibi olan vücudun ne şekilde kullanılması gerektiğini bizlere emir ve nehiyleri ile bildirmiştir. Eğer bu emir ve nehiylere uyarsak, vücudumuz hem dünya da hem ahirette rahat ve sağlam bir şekilde yaşar. Ama onun emir ve nehiy-lerine uymazsak nasılki işçiler mühendisin gösterdiği bir şekilde fabrikanın düğmelerini açıp kapatmadıkları zaman fabrika yanıyorsa, bizim vücudumuzda hem dünyada hem de ahirette yanacaktır.

Benim hiç unutamadığım bir olay vardır. Bir gün yanıma bir adam geldi. Beli kamburlaşmış, aynı felçli gibi eli, ayağı titriyor, dili dışarı çıkmış bir vaziyette ağzından sular akıyordu. Bana dedi-ki; “Beni kurtarın.” “Sana, ne oldu ki? Diye sordum. Dedi ki; “Ben içki içtiğim için bu hale geldim. Ne olur beni kurtarın.” İşte bu adamın hali, hepimiz için bir ibrettir. O adam, Allah-u Zülcelal’in bir fabrika gibi kendisine vermiş olduğu vücudu yanlış kullandığı için daha bu dünyadayken yakmıştı.

Bu dünyada perişan olmuştu. Ahirette nasıl perişan olacağını Allah-u Zülcelal bilir.

Onun için devamlı olarak dediğimiz gibi içkiden uzak durmamız, şayet içiyorsakta hemen tevbe edip bu kötü alışkanlığı bırakarak Allah-u Zülcelal’e dönmemiz, bizim için hem dünyada, hem de ahirette kurtuluş yoludur.

Akıllı zatlardan birisi sekârata düştüğü zaman oğlunu yanına çağırarak şöyle dedi; “Oğlum sana üç şeyle nasihat edeceğim. Şayet bu nasihatlerimi tutarsan doğru yoldan ayrılmaz, dünyada da, ahirette de rahat edersin,”

1- Oğlum! Malum sen dükkan sahibisin. Dükkanına kadınlar gelip alışveriş yapıyorlar. Olur ki bir gün nefsine mağlup olur bir kadınla görüşmek için sözleşirsen, onunla görüşmeye bir-iki saat soma git”

2- Arkadaşlarınla herhangi bir yere eğlenmeye gittiğin zaman, onlar bir şey yapmadan, önce sakın sen bir şey yapma, önce onlar yapsınlar, soma sen onların halini beğenirsen, yaptıkları şeyi senf| de yap.”

3- Üçüncü nasihatimde, filan şehirde bir adam vardır. Onun ziyaretine git, benim de selamımı söyle.”

Adam oğluna bu nasihatleri yaptıktan kısa bir süre sonra vefat etti. Bir gün bu adamın dükkanına bir kadın geldi. Birçok alış veriş yaptı. Tabii bu arada uzun uzun sohbet ettiler. Şeytan onların aralarında elçilik yapmak suretiyle kalblerine vesvese verdi ve buluşmak için sözleştiler. Adamın akima babasının nasihati geldi ve kadına dedi ki; “Filan saatte buluşalım” Böyle söyleyince kadın gitti. Buluşma saati geldiğinde, adam o saatte kadının yanma gitmedi. Kadın beklemekten sıkıldı ve çok kızdı, uyudu. Bir, iki; saat soma adam kadının evine geldi, kapısını çaldı. Kadın;

– Kim o? Diye sorunca;

– Benim, dedi. Kadın dedi kî;

– Niye beni bu kadar beklettin? Adam;

– İşim çıktı, o yüzden geç kaldım, dedi. Kadın kapıyı açınca baktı ki, siyah renkli çok çirkin birisidir. Bunu görünce;

– Ben yanlış geldim, diyerek geri döndü. Kadın dedi ki;

– Gündüz yüzüme boya sürmüştüm. O zaman adam kendi kendine dedi ki; “Onun güzelliği, nefsimi aldatan suni bir güzellikti. Bundan soma zina yapmak bana haram olsun.” Ve oradan ayrıldı, zinaya düşmekten, babasının nasihati sayesinde kurtuldu.

Yine, bir gün arkadaşları ile beraber, yanlarına yiyecek ve içe çeklerini alarak, eğlenmek için pikniğe gittiler. Yemeklerini yemeye başladılar. Bir süre sonra sarhoş oldular. Sanki akıllarını kaybetmiş deliler gibi hareketler yapmaya başladılar ve oraya buraya kustular. Adam onların bu hallerini görünce, babasının nasihati akima geldi ve kendi kendine dedi ki; “Babam ne kadar da haklıymış. Demek ki içki insanı deli gibi yapıyormuş. Bundan sonra içki içmek bana haram olsun.” Ve arkadaşlarının yanından ayrıldı.

Bir gün dedi ki; “Babam, filan şehirde bir adam var. Onun yanma git, benim selamımı söyle” demişti. “Onun bu nasihatinde de muhakkak bir hikmet vardır.” Böyle diyerek, adamı ziyaret etmek için yola çıktı. Adamın bulunduğu şehre varınca, adamı kime sorduysa, yüzüne tuhaf bir şekilde baktılar. En sonunda onlara; ‘‘Niçin benim yüzüme şaşkın, şaşkın bakıyorsunuz?” diye sordu. Dediler ki; “O adamla senin ne gibi bir ilgin olduğunu anlayamadık.” Adamın yerini gösterdiler.

Yanma gelince, bir çöplüğün içinde beline kadar çöplüğe gömülmüş, öntinde birkaç tane kuru ekmek olduğunu gördü. Ona dedi ki;

– Ben filan adamın oğluyum. Sana selamını getirdim. Vefat etmeden önce seril ziyaret etmemi nasihat etmişti. Adam dedi ki;

– Senin baban bana selam göndermezdi. Muhakkak bununla sana bir şey anlatmak istemiştir.

– Peki, sen bu hale nasıl düştün? Niçin bu çöplükte yaşıyorsun? Diye sordu. Adam dedi ki;

– Bu şehirde bir çok apartmanlarım, arazilerim vardı. Hatta başka şehirlerde de arazilerim vardı. Şimdi ise üzerimde giyecek elbisem yok. Yiyeceğim de işte bu gördüklerindir.

– Peki, seni bu hale düşüren nedir?

– Beni bu hale kumar oynamak düşürdü. Adam böyle söyleyince, oğlan dedi ki;

– Bundan sonra bana kumar oynamak haram olsun. Ve adamın yanından ayrıldı.

Şayet babası oğluna, zina yapmanın, içki içmenin ve kumar oynamanın zararlı olduğunu ve bunları yapmamasını söyleseydi, bu kadar etkili olmayacaktı. Ama bunları yaşayarak öğrenmesini sağladığı için nasihatleri çok etkili oldu. O adamın oğluna yapmış olduğu nasihatler, bizim içinde birer derstir. Yaşanmış olan şeyleri tekrar tecrübe etmek, bilinen bir yeri yeniden keşfetmeye benzer.

Onun için bu nasihatleri aklımızın bir köşesine yazarak, bu hallerden uzak durmamız, şayet nefs ve şeytana mağlup olup bu çirkin davranışları yapacağımız zamanda, hemen bü nasihatleri hatırlayarak Allah-u Zülcelal’e sığınıp, o ortamlardan uzaklaşmamız lazımdır.

KAYNAK: Cennet Yolunun Rehberi /Seyda Muhammed Konyevi

Bunu biliyor muydunuz?

SAHABE VE EVLİYANIN GÜZEL AHLAKİ

Ashab-ı Kiram’ın ve evliyalann en büyük ve en başta gelen ahlakı, Kur’an-i Azimüşşan’a ve Peygamber ...

Bir Cevap Yazın

Araç çubuğuna atla