Kalbi hasta eden ve cennet yolu üzerinde büyük bir engel olarak duran hastalıklardan birisi kibirdir. Kibir; insanın kendisini başkalarından daha büyük olduğunu zannetmesi, tekebbür ise, bu düşünceyi hareketleri ile ortaya koymasıdır. Halbuki büyük olduğunu iddia etmek, ancak Allah-u Zülcelal’e layıktır. Mahlukattan kim bunu iddia ederse, o yalancıdır.
Kibir; kendini beğenmekten kaynaklanır. Kendini beğenmek ise bütün güzelliklerin hakiki kaynağım bilmemektir. Güzel huylar, cenneti âlânın kapılandır. İşte kibir, insan ile bu kapılar arasına çekilmiş bir perdedir.
Allah-u Zülcelal, Kur’an-ı Kerim’in pek çok yerinde, kibrin ne kadar çirkin ve sahibi için ne kadar zararlı bir ahlak olduğunu beyan etmiştir. Bazı ayet-i kerimelerde: şöyle buyurmuştur:
“Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları, ayetleri (mi anlatmaktan) çevireceğim.” (Araf 146) “Kibirlenen ve büyüklenen- lerint Allah kalp(leri)ni mühürlemiştir. ” (Mümin, 35) “Bana kulluk yapmayı büyüklüklerine yediremeyenler, aşağılanmış olarak cehenneme gireceklerdir. ” (Mümin; 69)
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem de bazı hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: “Kalbinde hardal tanesi kadar kibir bulunan (insan)’ı Allah-u Zülcelal yüzüstü cehenneme atar”
(Ahmed bin Hanbel, Beyhaki)
“Böbürlenen mütekebbirler, kıyamet gününde zerreler gibi ayak altmda haşrolurlar. Herkes onlan çiğner. Her küçük, onların üstünde ve anlardan büyüktür. Sonra cehennemin ‘boles’ ardındaki zindana atılırlar. Cehennem ateşi anlan kaplar. cehennem halkıma eriyen cesetlerinin suyudur.(tirmizi)
Vehb Mu Münebbih rahmetullahi aleyhi şöyle demiştir. cennetini yarattığı zaman, ona baktı re “Sen,mütekebbirlere (büyüklenenlere) haramsın. Onlar sana giremezler. | buyurdu. Muhammed bin Hüseyin rahmetullahi aleyhi de şöyle demiştin “‘İnsan kibirlendiği zaman aldı azalır. ”
Şeytanın birçok linetleri ve aletleri vardır. Onun zinet ve aletlerinden biri de Allah-u Zülcelal’in nimetlerine karşı gösteriş yapmak, kullarına karşı kibir yapmak ve nefsin arzularına uymaktır.
O kul, ne kötü bir kuldur ki kibirlenerek, kibirlilerin gerçek sahibi Allah-u Zulcelal’i unutur.
Şah-i Hazne kuddise simıbu, Gavs (Abdülhakim) Hazretlerine yazdığa bir mektupta: “Kendini moskof kafirlerinden iyi görme. Olabilir İd o bir gün iman eder ve Allah-u Zülcelal’in yamada tertemiz olur.” demiştir. Onun için insan her türlü hata ve günahın kaynağı Man kibirden kendisini muhafaza etmek için gayret göstermelidir.
Şunu hiç unutmamak gerekir ki, şeytan aleyhillaneyi, Adem aleyhisselama secde etmekten ve ebedi olarak Allah-u Zülcelal’in rahmetinden malınım eden kibirdir
Bütün bunlara bakarak; “Yeryüzünde kibir ve azemetle yürüme. Çünkü asla yeri yaramazsın ve boyun da dağlara ulaşamaz.“ fişne 37) “insan şimdi baksın, neden yaratıldı. O, atılan bir sudan yaratıldı(Tarık; 5. 6)aKahrolası insan, ne nankör şey! (Bu kibir nedir? O hiç düşünmez mi!) Onu yaratan, neden yarattı?
Bir meni parçasından yarattı da insem biçimine koydu. Bu ayet-i kerimeler bizim için ne kadar güzel uyanlardır. İnsan, bu uyanlara bakarak, daha neyi ile kibirlenebilir ki?
Ebu Bekir Huzeli kuddise sirrubu şöyle demiştir: “Bir gün Hasan-i Rasri kuddise simıbu ile beraberdik. Amr bin Ehtem gelip mihrabın yanma geçmek istedi Üzerinde topuklarına kadar uzanan, altın işlemeli bir elbise vardı. Sallana, saltana yürüyordu. Hasan-ı Basıl kuddise sirruhu ona dedi ki: “Aman bu ne kibir!
Kibrinden kimseyi görmüyor sağma, soluna bakarak yürüyorsun. Sen ne kadar ahmaksın ki hakkı ödenmemiş gayri meşru kazancına bakıp böbürleniyorsun. Vallahi senin bu yürüyüşün delilerin yürüyüşü gibidir.”
Bu sözleri işiten Amr bin Ehtem, Hasan-i Basri’den özür dilemek için yanına gelince, yine ona şöyle dedi: “Benden özür dileme. Rabbine tevbe et. Sen Allah-u Zülcelal’in; “İnsanları küçümseyip yüz çevirme, yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Şüphesiz Alladı, kendini beğenip övünen hiç kimseyi sevmez. ” (Lokman; ıs) buyurduğunu duymadın mı?”
KAYNAK: Cennet Yolunun Rehberi Seyda Muhammed Konyevi