Bir kimse, emanet vereceği zaman, emanete ehil bir kimseyi tercih etmelidir. Çünkü Allah-u Zülcelal Kur’an-i Azimüşşan’da; “Allah, size emanetleri ehline vermenizi emreder. ” (Nisa; 58) buyurmuştur.
Akıllı olan bir kimse, elinden geldiği kadar üzerinde bulunan bir emaneti muhafaza etmeye gayret etmelidir. Üzerinde bulunan emanetleri muhafaza eden kimseleri Allah-u Zülcelal methederek şöyle buyurmuştur: “Onlar emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler.” (Mu’minun; 8)
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem bir hadis-i şeriflerinde; “Size birşey emanet edilince, onu yerine getirmeyi bana garanti edin, Ben de size cenneti garanti edeyim.” (Ahmed b. Hambel) buyurmuştur.
Netice olarak, buraya kadar anlatılanlardan emanete ihanet etmenin Allah-u ZülcelaTin rızasına giden cennet yolunun üzerinde bir engel olduğu; emaneti muhafaza edip korumanın ise cennet yolunun üzerinde bir rehber olduğu anlaşılmaktadır.
Buna bakarak, bu geçici olan dünyanın keyfi sefasına ve mallarına aldanıp da bitmeyecek olan nimet yurdu ahireti tehlikeye atmak çok yanlıştır. Bir iğnenin dahi hesabının sorulacağı kıyamet gününe çok iyi hazırlık yapmak lazımdır. Çünkü elimizdeki fırsat kısadır ve ne zaman biteceği belli değildir. Kendi amellerimizin dahi hesabını vermekte çok zorlanacağımız o günde, bir de başkalarının hesabını yüklenmek akıl kârı bir iş değildir.
KAYNAK: Cennet Yolunun Rehberi Seyda Muhammed Konyevi