Bir zaruret olmadıkça küfrü yani dinden çıkmayı gerektiren- ifadelerin telaffuzu halinde dinden çıkılmış olur. Bu şekilde dinden çıkan kişinin, dini hükümlere göre, eşiyle aralarındaki nikah bağı da kopar.
Ancak, zorlanarak küfrü gerektiren sözleri söylemek zorunda kalan kişiler, bu hükmün dışındadırlar. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:
“Kalbi iman ile dolu olduğu halde inkara zorlananlar müstesna. Kim Allah ‘a küfrederse, onlar için şiddetli bir azap vardır. Lâkin küfre karşı bağrını açanlar üzerine Allah tarafından bir gazap ve kendileri için büyük bir azap vardır.” (Nahl; 106)
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’de bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:
“Ümmetimden yanılmak, unutkanlık ve yapılması için zorlandıkları şeyin hükmü kalkmıştır.” (İbn-iMace, Bey haki)
Ayetten ve hadisten anlaşılan, küfrü gerektiren sözlerin isteyerek bilinçle söylenmesi halinde dinden çıkılacağı, ancak, kalbi imanla dolu olduğu halde zor ve baskı sonucu bu tür sözleri söyleyenin dinden çıkmayacağıdır.
Zorlama, fıkıh dilinde: Bir kimseyi tehdit ve korkutma ile rızası olmaksızın bir sözü söylemeye veya bir işi işlemeye mecbur bırakmaktır. Zorlayanın, o işi yaptırmaya muktedir olması da şart koşulmuştur.
Avrupa’da işçi olabilmek maksadıyla, müslüman olmadığını söylemekte zorlama ile ilgili hükümler mevcut olmadığından bu sözlerin söylenmesi caiz değildir. Zira bu kişi kendi irade ve seçeneğiyle bu sözleri söylediğinden imam hafife atmış ve böylece -Allah Muhafaza- dinden çıkmış olur.