İnsanların arasındaki söz, birbirlerine emanettir. Bu emaneti açıklamak, arkadaşına ihanet etmektir. Bu yüzden Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem başkalarının kusurlarını araştıran ve sırlarını yayan kimselere karşı çok sert davranmış ve Şöyle buyurmuştur:
“Müslümanların kusurlarını araştırıp durmaym. Kuşkusuz Allah, Müslümanların kusurlarını araştıranları kıyamet gününde şahitler huzurunda rezil eder.” (Ebu Damd)
Sır saklamak çok güzel bir haslettir. Sırrına sadık olanlar, hem Allah-u Zûlcelal’in hem de insanların yanında makbul, bir kimsedir. Sırrına sadık olan kimsoye herkes güvenir. Onun için denilmiştir ki; “İhtiyaçlarınızı gidermede, sır saklamaktan faydalanın.” Sırtı saklamak, hakiki müminlerin bir sıfatıdır.
Onun için Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem başka bir hadis-i şeriflerinde; “Kim bir müslümanın kusurunu örterse, Allah da onun, hem dünyada hem de ahirette kusurunu örter. ” (Ahmet bin Hambel) buyurmuştur.
Netice olarak buradan anlaşılmaktadır kİ; insanların sırlarını açıklamak, sahibi için kıyamet gününde perişanlıktan başka bir şey getirmez.
Bu yüzden cennet yolunun üzerinde bir engel olarak duran ve bize dünyada hem de ahirette hiç yaramayacak olan dilin bu çirkin sıfatından kurtulup, bize cennet yolunun üzerinde rehberlik edecek olan sırra sadık kalmayı, o sırrı sanki kendimizin bir ayıbıymış gibi insanlardan saklamayı ahlak edinmemiz lazımdır.
KAYNAK: Cennet Yolunun Rehberi /Seyda Muhammed Konyevi