İnsanlar için güzel ahlak hususunda en büyük rehber, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin ahlakıdır. O, çok azim bir ahlak sahibi idi. Nitekim Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerimede; “Hakikaten sen büyük bir ahlak üzerindesin” (Kalem; 4) buyurarak, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin ahlakını övmüştür.
Enes radıyallahu anhu şöyle demiştir; “Resulullah, ahlak olarak insanların en güzeliydi. Onun on yıl hizmetinde bulundum. Bana bir defa bile öf demedi. Yaptığım bir iş için; “Neden böyle yaptın” yapmadığım bir işten dolayı da; “Şöyle yapsaydın ne olurdu” dememiştir.
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem de bir hadis-i şeriflerinde; “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” (İmam Malik) Diğer bir hadis-i şeriflerinde ise; “Bana en sevgili olanınız, kıyamet günü meclisime en yakınınız, ahlakça en güzel olanınızdır.” (Tirmizi) buyurmuştur.
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem insanların en yumuşak huylusu idi. Nitekim bir hadis-i şeriflerinde; “Yumuşak huyluluk nerde bulunursa orayı süsler. Hangi şeyden de kaldırılıp alınırsa, ona utanma sebebi olur.” (Müslim) “Allah, yumuşaklıkla muamele edicidir, yumuşak huyluluğu sever.” (Müslim) buyurmuştur.
O, insanların en cömerdi idi. Yanında bir geceliğine de olsa bir dirhem veya bir dinar bırakmaz, muhtaç olan kimselere dağıtırdı. O, elbisesini diker, yatağını kendisi toplardı. Öyle bir hayanın sahibi idi ki, gözünü kimsenin yüzüne dikmezdi. Çağrıldığı davetlere, fakir veya zengin ayırımı yapmadan icabet ederdi. Kendisine verilen çok küçük hediyeleri dahi kabul eder ve karşılığında oda hediye verirdi.
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem kızdığı zaman, Allah için kızar, kendi nefsi için asla kızmazdı. Açlıktan çoğu zaman karnına taş bağlardı. Önüne konulan yemeği geri çevirmezdi. Bir yere yaslanarak ve masada yemek yemezdi.
O, insanların en alçak gönüllüsü idi. Sözü uzatmadan ve açık bir dille herkesin anlayacağı şekilde konuşurdu. Daima güleryüzlü idi. Dünya işlerinden dolayı asla endişeye düşmezdi. Daima hastaları ziyaret ederdi. Parmağına gümüş yüzük takar ve güzel koku sürünürdü. Fakirlerle oturur, yoksullarla beraber yemek yerdi. Akrabaları ile ilgisini hiç kesmezdi.
Kimseye eziyet etmez, özür dileyenin özrünü kabul ederdi. İnsanların gönlünü almak için şakalaşırdı. Ama daima hakkı söyler
di. Kahkaha ile gülmez, tebessüm ederdi.
Yoksulları horlamaz, zenginlere zenginliklerinden dolayı saygı göstermez, herkese eşit olarak davranırdı.
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem kendi nefsi için kimseye vurmamıştır. Yolda birisi ile karşılaştığında ilk olarak kendisi selam verir, bir ihtiyacı için yanına gelen kimseler, onun yanından ayrılmadan, oradan ayrılmazdı.
Bulunduğu her yerde daima Allah-u Zülcelarden bahsederdi. Yanma gelen herkese ikramda bulunurdu. Hiç öfkelenmez, birşe-ye hemen rıza gösterirdi. İnsanlara karşı çok şefkatli davranırdı. Onun meclisinde, kimse sesini yükseltmezdi. Bir meclisten kalkarken şöyle dua ederdi; “Allah’ım! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim ve sana hamdederim. Şehadet ederim ki; senden başka ilah yoktur. Senden mağfiret diler ve sana tevbe ederim.” (Subhaneke, Allahumme ve bihamdike. Eşhedu enla ilahe illa ente estağfiruke ve etubu ileyk.) (Hakim)
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem insanların en tatlı sözlü olanıydı. Gayet açık konuşurdu. Sözlerinde fazlalık ve noksanlık bulunmazdı. Lüzumsuz olarak hiç konuşmazdı. Kötü söz konuşanlardan yüz çevirirdi.
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem yemeğe başlamadan önce; “Bismillah!Ya Rabbi! Bunu, kendisiyle cennet nimetlerine ulaşılacak, şükrü ödenmiş bir nimet kıl.” (Tirmizi) diye dua ederdi.
Sıcak yemeği yemez ve şöyle buyururdu: “Allah bize, ateşi yedirmemiştir. Onu soğutunuz. ” (Beyhaki)
Yemeği daima önünden yerdi. Soğan ve sarımsak yemezdi. Önüne gelen hiçbir yemeği kötülemezdi. Hoşuna giderse yer, gitmezse yemezdi. Yemekten sonra da şöyle dua ederdi:
“Hamd, Allah’a mahsustur. Allah’ım, Hamd senin hakkındır. Yedirdin, doyurdun. İçirdin. İnkar edilmeyen, bırakılmayan ve kendisinden geri durulmayan hamd, ancak senin hakkındır.”(Buhari)
Bir şey içerken üç yudumda içerdi. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem, elbisesini giyerken sağdan başlar, çıkarırken de soldan başlardı. O, kendisine bir zarar vereni bağışlama hususunda insanların en önde olanıydı. Mazeret beyan edenlerin mazeretlerini kabul ederdi.
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem, insanların en cömerdi idi. Kendisinden bir şey istenildiği zaman asla, yok demezdi.
İşte, buraya kadar kısaca anlatmaya çalıştığımız, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin ahlakı, hepimiz için gerçek bir rehberdir. Her kim, denizden bir damlada olsa ahlakında O’na mutabaat yaparsa, kendisini düzlüğe çıkarmış olur. Çünkü O’nun ahlakı, geceleyin ayın etrafı aydınlatması gibi, insanın önünü aydınlatır. Karanlıktan aydınlığa çıkarır. Kim O’nun ahlakı ile ahlaklanırsa, hem insanların yanında, hem de Allah-u Zülcelal’in yanında çok makbul olur.
KAYNAK: Cennet Yolunun Rehberi Seyda Muhammed Konyevi