Ana Sayfa / FETVALAR / ÇEŞİTLİ MESELELER / Kul hakkı nedir? Kul haklarından kurtulmak için ne yapmak lazımdır?

Kul hakkı nedir? Kul haklarından kurtulmak için ne yapmak lazımdır?

kul

Kul hakkı; kul île diğer insanların arasında, mallarını gas- 1 betme, dövme, eziyet etme, yaralama, öldürme ve kötü sözler söyle- I mekten dolayı meydana gelen haklardır. Kul hakkı insanlara yapılana ahiretin üzerinde meraklı olan kimseler, başkalarının haklarına tecavüz etmekten sakınmalıdırlar. Çünkü Allah-u Zülcelal birbir zulümdür.

ayet -i kerimede şöyle buyurmuştur:

Sonra şüphesiz sizde kıyamet günü Rabbinizin huzurun­da hesaplaşacaksınız-” (Zümer; 31)

Bir kimse, başkası ile olan hesabını, Allah-u ZÜlcelal’in huzu- si runa bırakırsa, çok büyük bir zarara girmiş demektir. Allah-u Zülcelal 1 hiçbir kulunun alacağını başkasında bırakmaz. Çünkü O, çok büyük adalet sahibidir.

Üzerinde başka insanların hakkı bulunan kişi, ölmeden önce o K kimselerle helalleşmelidir. Nitekim Hz. Peygamber sallallahu aleyhi I ve sellem bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:

“Sizden biriniz bir başkasına haksızlık etmişse, dinar ve dirhem bulunmayan kıyamet gününden önce, yani bugün helalleşsin. Kıyamet günü, haksızlık yapan kimsenin sevapların­dan, haksızlık yaptığı kadarı alınır ve haksızlığa uğrayana verilir. Şayet sevabı yoksa, haksızlığa uğrayanın günahlarından alınır, haksızlık yapana yüklenir.” (Buhari)

Görüldüğü gibi, kul hakkıyla ahirete giden kimsenin hali perişanlıktır. Buna göre, herkes hakkını aldığı kimseyle helal leşme- lidir.

Şayet helalleşmemişse, salih amellere sarılmak suretiyle Allah-u Zülcelal’in rızasını kazanmaya gayret etmelidir. Eğer Allah-u Zülcelal’i razı ederse, kıyamet günü Allah-u Zülcelal’de hakkını aldığı kişiyi razı ederek onu cehennemden kurtarır.

Nitekim, rivayet edildiğine göre, üzerinde kul hakkı bulunan bir kişi Allah-u Zülcelal’i razı ederse, kıyamet gününde hakkım aldığı kişiye, Allah-u Zülcelal: ”Başını kaldır, bak! ” buyurur. O kişi başını kaldırınca cennette çok büyük güzel saraylar görür ve: “Ya Rabbi! Bunlar kimindir?” diye sorar. Allah-u Zülcelal: “Bunlara sahip olmak senin elindedir.” buyurur. O kimse: “Ya Rabbi! Bunlara ne ile sahip olabilirim, benim gücüm buna yeter mi?” diye sorar. Allah-u Zülcelal: “Bunlara gücün yeter. Çünkü bunların bedeli, bu kulumu affetmendir.” buyurur. O zaman adam: “Ya Rabbi! Ben onu affettim.” der. Bunun üzerine Allah-u Zülcelal şöyle buyurur: “Öyleyse elele tutun ve beraberce cennete girin.”

Görüldüğü gibi, insan dünyada Allah-u Zülcelal’i razı etmeye gayret ederse, kıyamet gününde Allah-u Zülcelal’de onun üzerindeki hakları ödemesi için bu şekilde ihsanda bulunur.

Şehitler bile, Allah-u Zülcelal’in yanında çok kıymetli olmalarına rağmen, Allah-u Zülcelal hak sahiplerini affetmediği sürece, şehitlerin dahi kul haklarını affetmez. Onun için Hz. Peygam­ber sallallahu aleyhi ve sellem bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:

“Şehitin, borcunun dışındaki bütün günahları bağışlanır.” (Müslim)

“Sizden biriniz bir başkasına haksızlık etmişse, dinar ve dirhem bulunmayan kıyamet gününden önce, yani bugün helalleşsin. Kıyamet günü, haksızlık yapan kimsenin sevapların­dan, haksızlık yaptığı kadarı alınır ve haksızlığa uğrayana verilir. Şayet sevabı yoksa, haksızlığa uğrayanın günahlarından alınır, haksızlık yapana yüklenir.” (Buhari)

 

Bunu biliyor muydunuz?

Camii de yatmak caiz midir?

İhtiyaç olduğunda camii de yatmakta bir sakınca yoktur. Nitekim Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ...

Bir Cevap Yazın

Araç çubuğuna atla