Ana Sayfa / FETVALAR / ÇEŞİTLİ MESELELER / Lukata (buluntu mal) ne demektir? Lukata ile ilgili hükümler nelerdir?

Lukata (buluntu mal) ne demektir? Lukata ile ilgili hükümler nelerdir?

lukata

Lukata; sahibi bilinmeyen, yerde bulunan mal demektir. Para, giyim eşyası, el aletleri, süs eşyası, altın, mücevherat, gıda maddesi ve canlı hayvan bu cümledendir.

Hanefi ve Şafii mezhebine göre, rastlanılan bir yitiği bulun­duğu yerden almanın hükümleri farklıdır.

  • Rastlanılan bir yitiği almayıp terkettiği takdirde de alınıp korunacağı biliniyorsa, onu alıp korumak mübahtır. Terkettiği takdirde bir günah veya vebal yoktur.
  • Terkettiği takdirde zayi olacağından endişe edilirse, o takdirde alınıp korunması menduptur. Böylece sahibinin aradığı yitik malın helal haram sınırlarını bilmeyen bir kimsenin eline geçmesi önlenmiş olur.
  • Rastlanıldığı yerde terk edildiği takdirde zayi olacağı kesinlikle bilinen bir yitiği alıp sahibini buluncaya kadar alıp koru­mak vaciptir.
  •  Tarla ve bahçe de bilinerek yerde bırakılan tahıl ve meyve gibi bir nesne değil de sahibi tarafından ya unutularak, ya da düşürülerek yitirilen bir mal ise, bunu alıp yararlanmayı düşünmek haramdır.

O halde, kendine güveni olamayan, diğer bir tabirle itikadı zayıf bulunan kimselerin rastladıkları yitikleri almamaları daha hayırlıdır. Çünkü alıp kendi zimmetine geçirir ve yararlanıp sahibini araştırmazsa, harama girmiş olur. Ama kendinden emin ve itikadı yerinde bir kimsenin rastladığı yitiği alıp koruması herhalde hayırlı olur. Demek ki, alman yitiğin mübah ve haram olması alanın niyetine göredir.

Yerde bulduğu malı alan kimse, sahibine vermek için aldığını ilan ederse, o mal bulan kimsenin yanında emanettir. Her hangi bir şekilde helak olursa, bulan kimse ödemez. Ancak kendisi mala karşı bir zarar verir veya sahibi istediği halde vermez ve mal zayi olursa öder.

Buluntu mal hakkında şahit tutma, bulan kimse tarafından şöyle yapılır. Birkaç kimseye: 1Bende bulunmuş bir şey var, bunu arayan birini duyarsanız benim yanıma gönderin!” diye haber verir.

Lukatanın tanıtılması ve tanıtma süresi:

Bir kimse: “Kimin parası veya elbisesi kaybolmuşsa…” şeklinde sözlerle bu tür şeylerin bulunmuş olduğunu herkese duyu­rur. Fakat onun nitelik veya miktarı belirtilmez.

Alimlerin ittifakına göre; bir kimse yerleşim yerlerinden uzak­ta ıssız bir yerde kaybolan bir koyun bulsa, o koyunu yiyebilir. Ancak yediği bu koyunun kıymetini sahibi ortaya çıkınca ödemesi gerekir.

Alimler, koyun gibi hayvanların dışında kaybedilmiş malların, önemli olanların bir yıl süreyle tanıtılması hususunda ittifak etmişlerdir.

İlan etme insanların çokça bulunduğu camii gibi yerlerde yapılmalıdır.

Az miktardaki kıymetsiz olan şeyler hakkında da fakihler şöyle demişlerdir: gibi bir nesne değil de sahibi tarafından ya unutularak, ya da düşürülerek yitirilen bir mal ise, bunu alıp yararlanmayı düşünmek haramdır.

O halde, kendine güveni olamayan, diğer bir tabirle itikadı zayıf bulunan kimselerin rastladıkları yitikleri almamaları daha hayırlıdır. Çünkü alıp kendi zimmetine geçirir ve yararlanıp sahibini araştırmazsa, harama girmiş olur. Ama kendinden emin ve itikadı yerinde bir kimsenin rastladığı yitiği alıp koruması herhalde hayırlı olur. Demek ki, alman yitiğin mübah ve haram olması alanın niyetine göredir.

Yerde bulduğu malı alan kimse, sahibine vermek için aldığını ilan ederse, o mal bulan kimsenin yanında emanettir. Her hangi bir şekilde helak olursa, bulan kimse ödemez. Ancak kendisi mala karşı bir zarar verir veya sahibi istediği halde vermez ve mal zayi olursa öder.

Buluntu mal hakkında şahit tutma, bulan kimse tarafından şöyle yapılır. Birkaç kimseye: 1Bende bulunmuş bir şey var, bunu arayan birini duyarsanız benim yanıma gönderin!” diye haber verir.

Lukatanın tanıtılması ve tanıtma süresi:

Bir kimse: “Kimin parası veya elbisesi kaybolmuşsa…” şeklinde sözlerle bu tür şeylerin bulunmuş olduğunu herkese duyu­rur. Fakat onun nitelik veya miktarı belirtilmez.

Alimlerin ittifakına göre; bir kimse yerleşim yerlerinden uzak­ta ıssız bir yerde kaybolan bir koyun bulsa, o koyunu yiyebilir. Ancak yediği bu koyunun kıymetini sahibi ortaya çıkınca ödemesi gerekir.

Alimler, koyun gibi hayvanların dışında kaybedilmiş malların, önemli olanların bir yıl süreyle tanıtılması hususunda ittifak etmişlerdir.

İlan etme insanların çokça bulunduğu camii gibi yerlerde yapılmalıdır.

Az miktardaki kıymetsiz olan şeyler hakkında da fakihler şöyle demişlerdir:

 

“Az miktarda şeyler mübahtır ve bunlardan ilan edilmek­sizin faydalanılabilir. Çünkü, sahibi o malı kaybettiği zaman bir daha aramaz. Böyle bir malı kullanmak caizdir. Ama bulunan mal kıymetli olursa kıymetine göre tanıtma süresi azaltılıp, çoğaltıla­bilir.”

Şafii mezhebine göre ise, lukatayı bulan, ister satar ve tanıt­madan bedeline sahip olur, isterse hemen ona sahip olur, yer ve sahibin ortaya çıkması halinde kıymetinin bedelini öder.

Lukatamn sahibine iade edilmesi için, onun başkasından ayırt edecek bir alametini söylemesi ya da açık bir delil ile onun kendisine ait olduğunu isbat etmesi, yani iki şahidle isbatlaması şarttır.

Lukatayı tanıtmak, mesela günümüzde olduğu gibi gazete ve dergilerde ilan vermek gibi bir takım masrafları gerektirecek olursa, Hanefıler, bu gibi masrafların lukatayı bulana ait olacağını söylemişlerdir. Çünkü bu bizzat tanıtana düşen, onun tarafından karşılanması icap eden bir ücrettir.

Şafiiler ise şöyle demiştir:

Lukatamn tanıtılması, mutemet olan görüşe göre, bulanın görevi olduğundan dolayı tanıtmanın masraflarını ödemek zorunda değildir. Hakim bunları Beytü’l-maldan karşılar ya da malikin namı­na bu masrafları borç alır.

Bulunan mal veya satılmışsa bedeli -ilan etme müddeti bittik­ten sonra- mülk edinilebilir. Eğer sahibi ortaya çıkarsa, mülk edinildiği günkü kiymeti ona ödenir. Bulan kişi, bulduğu malı mülk edinmek istediğinde:

“Ben onu mülk edindim gibi sarih bir lafızla veya:

“Ben onu aldım” gibi kinayî bir lafızla mülk edinebilir. Ancak kinayî lafızda niyette gerekir. Ancak malın ilan edilme müd­deti bitmeden önce mülk edinilmez.

Bunu biliyor muydunuz?

Camii de yatmak caiz midir?

İhtiyaç olduğunda camii de yatmakta bir sakınca yoktur. Nitekim Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ...

Bir Cevap Yazın

Araç çubuğuna atla