Ârif-i Rivegerî-rahmetullahi aleyhi-
Ârif-i Rivegerî rahmetullahi aleyhi, mürşidi Abdulhalık-ı Gücdevânî ’ye sadık bir halef idi. Kendisine “Pîşuvâ-yı Ârifân”, yani “Ariflerin Önderi” denildi.
Müşfik ve hâlim selim bir zat idi. Ömrünün sonlarında halifesi Mahımıd İncirfağnevî’ye cehri zikir yaptırması için işaret vermiştir. Orta boylu, iri gözlü idi beyaz tenlidir, îlim, hilim, takva, riyazat, ibadet ve sünnete mütabaat ehliydi.
Hayatı
Ârif-i Rivegerî rahmetullahi aleyhi, Buhara yakınlarındaki Riveger kasabasmda doğdu. Küçük yaşta zahiri ilimleri öğrenmek için medrese tahsiline başladı. Bu esnada Buhara’daki medreselerde ders veren hocaların bir kısmı tasavvuf hakkında menfî konuşuyorlardı. Genç Arif de merak içindeydi.
Çarşıda dolaştığı bir gün Abdulhalık-ı Gücdevânî rah- metullahi aleyh ile tamştı ve bütün dünyası değişti. Alışverişini yapmış dükkândan çıkmakta olan Abdülhâlik-ı Gücdüvanî hazretleriyle ilk kez karşılaşmıştı fakat o güne kadar hiç yaşamadığı bir heyecanın bütün varlığım kapladığını hissetti. Hemen koştu, “Müsaade ederseniz eşyanızı ben taşıyayım.” diyerek Hâce’nin eşyasını aldı ve edeble ardından evine kadar götürdü. Hâce hazretleri hizmeti için teşekkür ettikten sonra “Bir saat sonra gel, yemeği birlikte yiyelim.” dedi.
O anda büyük bir muhabbet varlığım sarmıştı. Derhal kendisine bağlandı, vefatına kadar hiç ayrılmadı. Ömrünün sonuna dek hocasının yolunda gitti.
Bu sırada yine medreseye gidip zahiri ilimleri öğrenmeye devam ediyordu. Hocalarından biri onun dergahdan ayrılıp medreseye dönmesi için tarikat büyükleri aleyhine sözler sarf etti. Ârif-i Rivegerî bu sözlere üzülmüştü ama hocasına cevap verememişti.
Bir gece rüyasında bu medrese hocasının işlediği bir günah kendisine gösterildi. Ertesi gün derste bu hoca yine aleyhinde bulunmaya başlayınca Ârif-i Rivegerî dayanamadı, hocasının günahının kendisine malum olduğunu belli edip, kendi günahına tevbe etmek yerine Allah dostları hakkında suizan etmekle hata ettiğini işaret etti. Hocası o andan itibaren tasavvuf yolunun aleyhinde bulunmayı bıraktı, tevbe ederek Hâce Abdülhâlik-i Gücdüvanî hazretlerine intisap etti.
Abdulhalık-ı Gücdevânî rahmetullahi aleyhinin hayatlarında hizmet ve huzuruna devam ile pek çok feyz ve bereketlere kavuştu. “Hâce” diye anılmaya başladı. Abdülhâlik-ı Gücdüvanî hazretlerinin vefatından sonra henüz 35 yaşlarında iken Peygamber Efendimizin ve ashabının yolunu insanlara öğretme işine memur oldu. Himmet, inayet ve gayretlerini Allah-u Teâlâ’yı arayanlara sarfeyledi.
Ârif-i Rivegerî rahmetullahi aleyh, Hz. Peygamber sal- lallahu aleyhi vesellemin sünnet-i seniyyesini çok iyi bilir, onun unutulmaması için nasihatlerinde üzerinde durur, tarif ederdi.
Nasihatleri
Abdulhalık-ı Gücdevânî Hazretleri ilk sohbetinde, Arif Rivegerî rahmetullahi aleyhiye şöyle dedi; “Hak yolcusu bir salik, talebe, vaktinin ve zamanının değerini gayet iyi bilmelidir. Üzerinden vakitler bir bir geçip giderken kendisinin ne halde olduğunu sezmeye başlamalıdır.
Şayet geçen bir an içinde, huzurlu olduysa, bunu şükür gerektiren bir hal bilmeli ve Rabbine şükür etmelidir. Eğer gafletle geçip gitmiş ise, hemen onu telafi etme yoluna gitmeli, yüce yaratana nefsanî mazeretini bildirip ondan bağışlanmasını dilemelidir.”
Ârif-i Rivegerî rahmetullahi aleyhi bir sohbetinde şöyle buyurdu; “Allah-u Teâlâ bizleri, hepimizi dünya ve ahi- retin efendisi ve bütün insanların her bakımdan en yükseği ve en iyisi olan Resülullah Efendimize tabi olmak saadetiyle şereflendirsin. Çünkü Allah-u TeâlâO’na tabi olanları, O’na uyanları çok seven O’na uymanın ufak bir zerresi bütün dünya lezzetlerinden ve bütün ahiret nimetlerinden daha üstündür. Hakiki üstünlük, O’nun sünnetli seniyye- sine tabi olmaktır.” “Bazen sükût konuşmaktan daha tesirli olur.” derdi.
Arifhame isimli eserde onun sözleri şöyle nakledilmiştir: “Allahu Teâlâ’nm yarattığı eserleri tefekkürle seyredip ibret almak imanın anahtarlarındandır. Allah azze ve celle- yi görmek istersen onun sanatım müşahade et.” ‘
Ârif-i Rivegerî rahmetullahi aleyh Silsile-i Âliyye’de emaneti, Abdulhalık-ı Gücdevânî rahmetullahi aleyhiden almıştır…
Allah-u Teâlâ sırrını yüceltsin.
KAYNAK: Cennet Yolunun Rehberi /Seyda Muhammed Konyevi