Ana Sayfa / NEFS / HİLM(YUMUŞAK HUYLULUK)

HİLM(YUMUŞAK HUYLULUK)

HİLM2

Hilim, yani yumuşak huyluluk, Allah-u Zülcelal’in çok sevdiği ve kullarından istediği bir ahlaktır. Çünkü Allah-u Zülcelal kullarına karşı hilim sahibidir. Onun için bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur

“Eğer Allah, insanları yaptıklarına karşılık hemen sorgu­ya çekseydi, yeryüzünde hiçbir ccmlı bırakmazdı. Ama onlan belli bir süreye kadar erteler. Süreleri gelince gereğini yapar. Şüphesiz Allah kullarmı görmektedir. ” (Fatır; 45) ‘

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem de bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur; “Allah yumuşcddıkla muamele edicidir; yumuşak huyluluğu sever:” (Müslim)

Diğer bir hadis-i şeriflerinde de şöyle buyurmuştur; “Yumuşak huyluluk, nerede bulunursa onu süsler. Hangi şeyden de kaldı­rılıp alınırsa ona utanma sebebi olur.” (Müslim)

Siydi Muhammtd Konyvvî

Bir kimseyi diğer insanların arasında ve Allah-u Zülcelal’in katında süsleyecek olan ahlak, yumuşak huyluluktur.

Imam-ı Gazali radıyallahu anhu; “Halim, asilerin günahlarını gören ama öfkelenmeyen, gücü yettiği halde, intikam peşinde koş­mayan kimsedir.” demiştir.

Allah-u Zülcelal bir kimseye, yumuşak huylu olmayı nasip ederse, şüphesiz ona dünyanın ve ahiretin hayrını vermiş olur. Bir kimseye de yumuşak huylu olmayı nasip etmezse, onu dünya ve ahiretin hayrından mahrum eder. Onun için insan, diğer insanlara yumuşak huylu olmaya gayret etmelidir.

Rivayet edilmiştir ki; “Hz. Ali radıyallahu anhu kapının önün­de bulunan hizmetçisine defalarca seslenmesine rağmen, hizmet­çi cevap vermedi. Hz. Ali radıyallahu anhu;

  • Herhalde uyudu, diyerek, kapınm önüne çıktı ve hizmetçinin uyumadığını görünce;
  • Seni çağırdığım halde neden cevap vermedin? Diye sordu. Hizmetçi;
  • Senin yumuşak huylu olduğunu ye bana bir şey yapmayaca­ğını bildiğim için cevap vermedim, dedi. Bu ş|z®k hoşuna giden Hz. Ali radıyallahu anhu o hizmetçisini azat etti.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur; ‘Yumuşak huyluluktan mahrum olan, her türlü hayırdan mahrum olur.”

Yumuşak huyluluk insanların birbirlerini sevmelerini ve yar­dımlaşmalarını ve birarada bulunmalarını sağlar. Nitekim Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur;

“Allah ’m rahmeti sebebiyle, onlara yumuşak davrandm. Eğer kaba ve katı kalpli olsaydm, etrafından dağılırlardı(Al-i İmran; 159)

İnsan, Allah-u Zülcelal’e karşı hata ve günah sahibidir. Nasıl Allah-u Zülcelal’in kendisini affetmesini, yumuşaklıkla muame­le etmesini istiyorsa, kendisi de başkalarının hata ve kusurlarına, kötü muamelelerine sabredip, onlara yumuşaklıkla muamele et­meli ve af etmelidir.

Nitekim Firavun, Allah-u Zülcelal’e karşı ilahlık davası güt­tüğü halde, Allah-u Zülcelal Hz. Musa ve Harun aleyhisselama; “Ona yumuşak söz söyleyin” (Taha, 44) buyurmuştur. Allah-u Zülcelal kendi düşmanına dahi, yumuşaklıkla muamele edilmesi­ni emrettiği halde; bizim Mümin kardeşlerimize küçük şeylerden dolayı yumuşaklıkla muamele etmeyi bırakıp onların kalplerini kırmamız çok yanlıştır. Oysa Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerimede; “Sen af yolunu tut, affa sarıl, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir” (Araf; 199) buyurmuştur.

Hilim, sabırlı ve hazımlı olmak, akıllı ve ağırbaşlı olmaktır. Hatta bazı evliyalar; “Hilm, ahlakın tuzudur” demişlerdir.

Enes radıyallahu anhudan şöyle rivayet edilmiştir: “Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem ile baraber yürüyordum. Üzerinde kalın bir hırka vardı. Bu arada bir bedevi yetişerek, hır­kasını sert bir şekilde çekti. Bu çekmeden dolayı hırka, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin boynunda iz bırakmıştı. Bedevi dedi ki;

‘Ta Muhammedi (Sallallahu aleyhi vesellem) Yanmdaki Allah’ın malından bana vermelerini emret!” Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem bedeviye dönerek gülüm­sedi ve kendisine bir şey verilmesini emretti.” (Buhaıi)

Allah-u Zülcelal, Kur’an-ı Azimüşşan’da hilm sahiplerini met­hederek şöyle buyurmuştur: “Onlar büyük günahlardan ve ha­yasızlıktım kaçınırlar, öfkelendiklerinde böyle bağışlarlar.” (Şura, 37)

Şu üç huy kimde bulunursa, Allah-u Zülcelal onu muhafaza eder ve cennetine koyar:

1- Zayıflara yumuşak davranmak.

2- Ana- babaya şefkatli olmak.

3- İdaresinde bulunanlara iyi davranmak.

Peygamber ve evliyalar, her konuda bize rehberdirler. Denizden bir damla da olsa onların ahlakına mutabaat yaparsak, kendimizi selamete çıkarmış oluruz.

Müşrikler Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin mübarek yüzünü kanlar içinde bıraktıkları halde, yine de; “Ya Rabbi! Kavmimi affet. Onlar bilmiyorlar. ” diye dua etmiştir.

Marufu Kerhi rahmetullahi aleyhi günahkar bir kimseyi gö-

rünce; “Ya Rabbi! Ona rahmet ve merhamet et” diye dua ediyordu. “Niçin böyle yapıyorsun?” denilince, şöyle cevap veriyordu;

“Allah-u Zülcelal, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemi insanları kurtarması için göndermiştir. Şeytanı ise insanları helak etmesi için göndermiştir. Öyle ise Peygamber Efendimiz scdlcdlahu aleyhi veselleme uyarak bizim de insan­ları kurtarmaya çalışmamız lazımdır.”

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem hiç kimseye, nefsi için kızmamış, daima yumuşaklıkla muamelede bulunmuş, ancak Allah için kızmıştır. Allah-u Zülcelal’in emir ve nehiylerini çiğnemedikleri müddetçe, herkesin hata ve kusurlarını af etmiş ve yumuşak huylulukla mukabelede bulunmuştur. Onun içinde bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur;

“Mümin bir kimse, yumuşak huyla (gündüzleri) oruç tu­tan ve gece ibadetine kalkan (kimseler)’in derecesine ulaşır(Taberani)

Netice olarak, hilmin yani yumuşak huyluluğun, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin ve evliyaların ahlakı oldu­ğu ve Allah-u Zülcelal’in rızasına giden cennet yolu üzerinde bü­yük bir rehber olduğu anlaşıldı.

Onun için Allah-u Zülcelal’in rızasına talip olan kimseler, eğer kendi nefislerini seviyor ve dinlerini muhafaza etmek istiyorlarsa, bu yazdıklarımızın ışığında mümin kardeşlerinden gelen eziyetle­re tahammül gösterip, onları affederek yumuşak huyla muamele et­melidirler. Çünkü yumuşak huy, insanın kendisini cehennemden kurtarıp, Cennet-i Alâ’ya müstehak etmesine bir vesiledir. Onun için Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur;

“Size, ateşin kime harcan kılındığını haber vereyim mi? Cana yakın, ağırbaşlı, yumuşak huylu, insanlara işlerinde ko­laylık gösterenlere (ateş) haram kılmmıştır.” (Tirmizi)

KAYNAK: Cennet Yolunun Rehberi /Seyda Muhammed Konyevi

Bunu biliyor muydunuz?

NEMİME (LAF TAŞIMA – KOĞUCULUK)

Nemime; hoşa gitmeyen bir şeyi açıklamak, daha açık bir ifa­de ile sırrı açığa çıkarmak, açıklanması ...

Bir Cevap Yazın

Araç çubuğuna atla